jump to navigation

Eğitim Tasarımcısı Ne İş Yapar? Mart 14, 2008

Posted by uzaktanegitim in e-öğrenme, teorik.
trackback

Eğitim tasarımcısı (Instructional Designer) ülkemizde yeni yeni kullanılan, oysa yurtdışında uzun zamandır bilinen bir uzman türü. Öyle ki hayatını bir eğitim tasarımcısı olarak sürdüren Reuben Tozman, Learning Solutions e-Magazine dergisinde yayınlanan “Yeni Nesil Eğitim Tasarımcıları” isimli bir makale kaleme almış. Ülkemizde daha tam olarak ne işle iştigal ettikleri bilinmezken, bazı coğrafyalarda eski tipte eğitim tasarımından vazgeçilmesi gerektiğine dair bir makele görünce, derhal bu makaleyi okuyup paylaşmak kaçınılmaz oldu.

Tozman’ın makelesi aslında oldukça dağınık bir makale. Belki 2-3 makalede anlatılması gereken iddia ve/veya yorumları bir makeleye sığdırmaya çalışmasa daha derli toplu bir makele olur, iddia daha seçik olarak verilebilirdi. Buna rağmen, bizler için önemli olabilecek bir kaç nokta öne çıkıyor.

Makalede en dikkat çekici bölüm, bir iddia değil, daha ziyade bir kaygı içeriyor: eğitim tasarımcısının değerinin bilinemeyeceği kaygısı; hem diğer uzmanlar tarafından hem de bizzat tasatımcısının kendisi tarafından. Özellikle bizler için oldukça yerinde bir kaygı. Yazar, bu bağlamda eğitim tasarımcısının değerini gösterenmeye çalışmış, bununla da yetinmeyip bulunduğumuz dönemde değerini daha da artırmak için ne yapması gerektiğini irdelemiş. Gerçi, eğitim tasarımcısının ne olduğu, ne iş yaptığı, yetki ve sorumlulukları konularının zaten herkes tarafından net bir şekilde farkında olunduğunu varsaydığı için, iddiaları bizim için biraz zayıf kalmış. Buna rağmen ipuçlarını takip ederek konu hakkında hatırı sayılır bir izlenim edinmenin mümkün olduğu söylenebilir.

“Eğitim tasarımcının sahip olup da yazarlar, öğretmenler, programcılar, vb’nin sahip olmadığı yetenek, öğrenme içeriğini sistemli bir şekilde parçalara bölme becerisidir ki böylece öğrencilere ve onların öğrenme tarzlarına uygulanabilsin.” Bu yetenek, eğitim tasarımcısının gerçek değerini vurguluyor Tozman’a göre, yazma yeteneği, ergonomik tatbik becerisi, vs. değil. Bunları yapacak teknik elemanlar, grafik arayüz uzmanları, vs. zaten vardır.

Eğitim tasarımcısı, işini verimli ve değerli bir şekilde icra etmek istiyorsa, psikoloji, öğrenme teorisi, iletişim teorisi ile yüksek bir iş inisiyatifi/zekasını birleştirmeliler. Eğer kendi çizgisini iyi belirleyip, hedeflerini ve yolunu diğer uzamanlıklardan ayıramazsa kendisini bir sadece bir web-tasarımcısı, arayüz tasarımcısı ve hatta yazılımcı olarak bulmasının kolay olduğundan bahsediyor, ki bu tehlike her türlü uzmanlıkta söz konusu aslında.

Bir veritabanı uzamanının aniden bir arayüz tasarımcısına dönüşmüş olması aşina olmadığımız bir şey değil. Bu durum kişinin uzmanlık alanının sınırlarının silikleşmesine, dolayısıyla odaklanmasının, yani derinleşmesinin zorlaşmasına sebep olur. Bu savruk ilgi skalası teknik anlamda zayıflık yaratır. Üstelik iş tanımındaki bu genişleme ya da değişme, dışarıdan bakan bir göz için olumlu değil olumsuz bir algılama yaratır. İş tanımı ne kadar dar olursa olsun, belirli bir iş tanımına sahip olmak, kişiye prestij sağlar; ne kadar çok iş yaparsanız yapın – amiyane tabiriyle – ne idüğü belirsiz kişi olmaktan kurtulamazsanız, bu işin taktir edilmesini beklemek pek gerçekçi değildir.

Son olarak, Tozman’ın eğitim tesarımcılarına bir önerisi var: Makelenin isminin ve metninin temelini oluşturan bu öneri, zamana, özellikle de zamane teknolojilerine uygun birikime, formasyona, eğilimlere sahip olmak. Ancak bu şekilde uzaktan eğitimdeki kilit rollerini koruyabileceklerini düşünüyor.

Tozman’ın çıkış noktası, içinde bulunduğumuz zamanda, öğrenme ile ilgili bir çok şeyin değiştiği: teknolojiler, platformlar, içerikler ve hatta öğrenciler. Örneğin Dünya Çapında Ağ’ın (World Wide Web) eskisi gibi sadece içerik sunma platfomu olmadığına dikkat çekiyor. Gerçekten internet ve web sayfaları artık sadece içerik taşıyan bir iskelet olmaktan çıkmış durumda. Bunun yanısıra, kullanıcıların öyle ya da böyle katkıda bulundukları bir alan, içeriklerin aranabildiği ve tasnif edilebildiği bir depo, sosyal ağların kurulabildiği bir çatı… Bunu yanı sıra, uzaktan eğitim ile birlikte öğrenme yöntemleri (hızlı uzaktan eğitim, mobil-öğrenme, podcasting öğrenme, just–in–time öğrenme), tarzları (sosyal ağlar [social networks], birlikte çalışma [collaboration]), vs değişmekte.

Bütün bu değişiklere rağmen, eğitim tasarımcılarının kendilerini yenilemediklerini, yeni çalışma modelleri ve tasarım pratiklerine ihtiyaç duyduklarına vugu yapan yazar, eğitim tasımcısıları olarak 10 yıl önceki yöntemlerle bu işe devam ederlerse, şu anda bulundukları anahtar rollerini kaybedecekleri uyarısını yapıyor. Bu gidişattan kurtulmanın da teknolojiyle girdikleri ilişkiyi değiştirmeleri, eskiden teknolojiye karşı nötr olan duruşlarının artık daha sıcak ve samimi olması gerektiğini iddia ediyor. Hatta bana göre biraz da abartıp XML, CSS, JSON, AJAX, vs gibi teknolojilerden anlamalarının çok iyi olacağını filan söylüyor. Bunu desteklemek için de bir mimar analojisi kuruyor. “Nasıl ki bir mimarın tasarımını yaptığı evin malzemesi hakkında fikir sahibi olmaması düşünülmezse, bir eğitim tasarımının da yaptığı işin malzemesi sayılacak bu teknikleri bilmemesi düşünülemez.” Kesinlikle katılıyorum, ikisi de aynı derecede düşünülemez. Ama ben ikisinin de az düşünülebilceğini değil ikisinin de çok düşünülebilceğini iddia ediyorum. Nasıl ki bir mimarın beton hakkında sıradan bir ev-kullanıcıdan daha fazla bir şey bilmesi gerekmiyorsa (bilmesi gerekmiyor dedim, yoksa bilmesi zararlıdır demedim) eğitim tasarımcısının da AJAX hakkında sıradan bir web-kullanıcısından daha fazla şey bilmesi gerekmez.

Fazla bilgi göz mü çıkarır? Bundan emin değilim, bazen çıkarır bazen çıkarmaz. Ama her türlü artı bilginin bir maliyeti vardır, bu bağlamda her bilginin getiri götürü hesabı yapılması gerekir. Yani “onu da bilsin bunu da bilsin, yoksa zamanın gerisinde kalır” görüşüne pek katılamayacağım. Sanırım Tozman teknik meselelere duyduğu ilgi yüzünden kantarın topuzunu bir miktar kaçırmış. Belki de bir çok erkeğin meseleleri olduğundan daha teknik bir mesele haline getirme, aynı zamanda her meseledeki teknik bileşenin olduğundan daha ağır olduğuna inanma meyiliyle ilgilidir bu kaçırma.

Yine de bir eğitim tasarımcısının internetteki gelişimi teknik değilse de kavramsal düzeyde görebilmesi gerektiği fikrine bir itirazım olmaz. Bu noktada Tozman, teknoloji bilmek ile teknolojik araçları kullanabilmeyi bilmek arasında bir ayrım koyuyor ki gerçekten çok önemli bir nokta. Bu noktada Tozman, kendisiyle sonuca ulaşılabilecek polemiklere girilebilceği hissini veriyor.

Yorumlar»

1. FZ Blogs » Eğitim Tasarımcısı (Instructional Designer) Ne İş Yapar? - Mart 14, 2008

[…] Er’in yazısının devamını buradan okuyabilirsiniz. […]

2. Serkan Okur - Mayıs 8, 2008

“Ülkemizde daha tam olarak ne işle iştigal ettikleri bilinmezken,…” lafına takıldım. Ülkemiz insanı mı bilmiyor bunlar ne iş yapar, yoksa türkiyedeki eğitim tasarımcılar bir işe yaramıyor mu anlaşılmalı bu cümleden…

Siteniz için kutluyorum. bundan sonra takip edeceğim sürekli…

3. serpil karacaoğlu - Temmuz 7, 2008

öncelikle sitenizi çok beğendiğimi belirtmek isterim, ellerinize emeğinize sağlık. ülkemizde bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliği adı altında bir lisans programı bulunmakta bildiğiniz gibi. eğitim tasarımı bu bölümlerde yetiştirilmeye çalışılmakta ancak burada okuyan öğrencilerin veya bölüm mezunlarının da eğitim tasarımcısını tam olarak tanımlaabileceğinden emin değilim. ülkemizde bu mesleğin hak ettiği değeri bulabileceğine inancım çok değil malesef. öncelikle bu işin eğitimini veren akademisyenlerimizin tanımları doğru yapıp bu çoklu ortamda öğrenme süreçlerini içselleştirmeleri gerektiğğine inanıyorum.

4. Bilal Akay Weblog » Bilgisayar mhendisi ne i yapar? (Multimedya) - Temmuz 22, 2008

[…] planlayan, tasarlayan, gelitiren ve deerlendiren kiilerdir. Yeni nesil eitim tasarmclar ise Eitim tasarmcs ne i yapar? balkl makalede de yazd gibi, bu srelerde teknolojiyi kullanarak bilisel eitim dediimiz […]

5. Servet Çetin - Ağustos 4, 2008

1-“Ülkemizde daha tam olarak ne işle iştigal ettikleri bilinmezken,…”
2-“…eğitim tasarımı bu bölümlerde yetiştirilmeye çalışılmakta ancak burada okuyan öğrencilerin veya bölüm mezunlarının da eğitim tasarımcısını tam olarak tanımlaabileceğinden emin değilim…”

sözlerine takıldım ben de.. ülkemizdeki bilgisayar ve öğretim teknolojileri bölümleri çok iyi öğretim tasarımcıları yetiştiriyor bence. tabi bunu bilmek için biraz araştırma yapmak lazım..
serpil hanımın neden böyle kötümserliğe kapıldığını anlayamadım. En azından marmara üniversitesi bilgisayar ve öğretim teknolojileri bölümünde eğitim almış biri olarak bu alanda çok iyi eğiim verildiğini gördüm. belki “ülkemize” bakarakkendimizi küçük görüyoruz ama burdaki eğitmenlerin bile çoğu bu konuda amerikada ve diğer ülkelerde saygın üni. lerde çalışmalar yapmış, dünyada bu işin uzmanlarıyla beraber çalışmış değerli hocalar. Ülke olarak kendimizi ve ükemizi küçük görme hastalığımızı yenelim derim ben..

6. Bilgisayar mühendisi ne iş yapar? « Popüler İnternet Kültürü - Şubat 16, 2009

[…] tasarlayan, geliştiren ve değerlendiren kişilerdir. Yeni nesil eğitim tasarımcıları ise Eğitim tasarımcısı ne iş yapar? başlıklı makalede de yazdığı gibi, bu süreçlerde teknolojiyi kullanarak bilişsel eğitim […]


Yorum bırakın